Pekmezli Bebek Kurabiyesi

Doğumgünü menümüzün bence incisi bu kurabiyeler oldu. Deniz'e en az 2 yaşına girene kadar tatlı, daha doğrusu şekerli-çikolatalı şeyler yedirmeme kararımız var. Kahvaltılarda pekmez yiyor, yakında da bal yemeye başlayacak, o kadar. Öyle muhallebi veya bisküvi de vermedik doktorumuzun da tavsiyesiyle. Dolayısıyla bir süre ailecek tatlıdan uzağız.

Yavrucuk doğumgününde o kadar pasta böreğin içinde boynu bükük kalmasın diye pekmezli kurabiye yapmaya karar verdim. Bir de hayvancık kalıpları kullanınca Madagaskar'vari tatlı bir sonuç çıktı ortaya. Biz büyükler de hevesle yemeyi bekledik :)

Bebeklerinize evde bisküvi/kurabiye yapmak isterseniz çok başarılı bir tarif olduğunu söyleyebilirim. İçinde salep tozu da var, bu ara pek popüler olan İpek Hanım Çiftliği kurabiyelerine 5 basar bence bunlar :)

Bebekler için pekmezli kurabiye:

- 1,5 su bardağı un
- 3/4 çay bardağı pekmez
- 110 gr tereyağı
- 1 yumurta
- Tercihe göre 1 paket vanilya
- 1 tatlı kaşığı salep tozu (ben Arifoğlu'nda bulabildim, bilginize)

Tüm malzemeyi karıştırarak bir saat kadar buzdolabında dinlendirin. Sonra istediğiniz gibi şekillendirerek fırında 180 derecede yaklaşık 20 dakika pişirin. Üzerlerinin hafif kızarması gerekiyor.

Bence çocuklara hazır şeyler yedirmektense evde hızla bu kurabiyeleri hazırlamak çok daha mantıklı. "Pekmezli kurabiye nasıl yapılır?" diye hiç dert etmeyin, düşündüğünüzden daha kolay bir şekilde hazırlayacağınıza inanın. İçinde ne olduğunu ve nasıl yapıldığını biliyorsunuz sonuçta. Hem de pekmez şekeri hiç aratmıyor, oldukça da tatlı oldular. Çocukların yememe gibi bir bahanesi olamaz yani :) Bon appetit!

Doğumgünü Pastası

Bu aralar pastacılığa merak saldım. Butik pastacılıkla ilgili pek bir popüler olan ve fiyatı da tuzluca bir kitap satın aldım ve kızımın pastasını da buradan seçtim. Ancakkkk, ben pastanın üzerine Deniz'in pek sevdiği tigger resmi yapacaktım ki, zaman izin vermedi. Zira bu pasta pek meşakkatli imiş. Zamanım ancak bu kadar süslemeye yetti son anda.

Sonuç oldukça güzel ve ben size uyguladığım tarifi olduğu gibi yazacağım, amma iç kreması çok lezzetli, dış kreması çok yağlı. Dış kreması için farklı bir tarif bulmakta fayda var, aklınızda olsun.
Kek için: (çok kalın ve süngerimsi bir kek oluyor)
- 10 büyük boy yumurta
- 300 gr toz şeker
- 3 yemek kaşığı su
- 255 gr un
- 60 gr buğday nişastası
- 1 paket vanilya
- Keki ıslatmak ve ara dolgu yapmak için 3 adet olgun şeftali

Krema için: (şimdiye kadar yaptığım en başarılı kremalardan)
- 600 ml süt
- 6 yumurtanın sarısı
- 100 gr tozşeker
- 70 gr buğday nişastası
- 1 paket vanilya
- 3 yemek kaşığı tereyağı
- 200 ml krema

Kaplama kreması için:
- 150 gr tuzsuz tereyağı
- 330 gr pudra şekeri
- 1 paket vanilya

Keki hazırlamak için fırını 175 derecede ısıtın. Yumurta akları ve sarıları ayrılıyor. Aklar ve şekerin yarısı mikserle çırpılıyor. Yumurta sarılarını da kalan şekerle çırpın ve içine su ve vanilyayı ekleyin. Un ve nişastayı da bu karışıma ekleyerek eşit kıvamlı bir hamur elde edin. Kabarana kadar çırpılmış yumurta aklarını da bu karışıma ekleyin, ama spatula ile yavaşça ekleyerek hepsini birleştirin. Hamuru 45-50 dakika kadar pişirin. Çok fazla kabardığı için pişip pişmediğini kürdanla kontrol etmekte fayda var.

Krema için öncelikle süt kaynatılıyor. Çırpılmış yumurta sarıları, toz şeker ve nişasta yavaşça süte ekleniyor. Karışım kaynamaya ve koyulaşmaya başlayınca ocakta alın ve karıştırmaya başlayın. Hafif soğuyunca tereyağı ve vanilyayı ekleyin ve iyice soğutun.

Kek soğuyunca bir üst resimdeki gibi üçe bölün. Şeftalileri ince dilimleyerek az şekerle pişirin. Kekin ilk katına şeftalinin suyunu gezdirin, yeterince ıslanmazsa süt de ekleyin. Kremanın yarısını bu kata sürün ve üzerine şaftalilerin yarısını dizin ve damla çikolata serpiştirin. İkinci kata da aynı işlemi tekrarlayın.

Dış krema için yağı oda sıcaklığına getirin, vanilya ve pudra şekerini ekleyerek mikserin yüksek devrinde 10 dakika kadar çırpın. Çok kıvamlı bir krema oluyor ama çok yağlı, farklı bir tarif uygulamak gerekiyor bence. Bunu da soğuttuktan sonra pastanın dışını kaplayın. Kalan dış kremaya eritilmiş çikolata ekleyerek dış süslemeyi yaptım. Tigger resmini de artık seneye veya farklı bir kutlamaya saklıyorum.

Çok güzel bir pasta oluyor ama yapması zor, 4-5 saat rahat alıyor. Yine de, belirttiğim noktalara dikat ederek yapılırsa hava atılacak bir pasta olur çok rahat. Bon appetit!

Vişneli Cheesecake

Evettt, doğumgünü menümüzün baştacı yapıtı vişneli cheesecake idi. Malum mevsim vişne mevsimi, vişneli tatlılara doyum olmuyor. Renk, tat ve görünüm olarak vişneli cheesecake soframızı şenlendirdi.

Bu sefer tabanını hazırlamakta kolaya kaçtım, yulaflı bisküvi kullandım. Siz siz olun yapmayın, bisküvi yemeyin :) Çilekli cheesecake tarifimde ev yapımı taban tarifi bulunuyor. Ben yine de burada bisküvili olanı yazacağım benim gibi zaman sorunu olanlara.

Taban için:
- 300 gr yulaflı bisküvi
- 100 gr tereyağı

Dolgusu için:

- 500 gr labne peyniri
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 yemek kaşığı buğday nişastası
- 3 yumurta
- 1 çay bardağı krema

Vişne Sosu için:

- 500 gr çekirdekleri çıkarılmış vişne
- 1 yemek kaşığı buğday nişastası
- Yarım çay bardağı toz şeker

Öncelikle bisküvileri robotta ufalıyoruz. Tereyağını eriterek bisküvilerle karıştırıyoruz ve koyu kıvamlı bir hamur haline getirmeye çalışıyoruz. Bu hamuru mümkünse kelepçeli bir kek kalıbına bastırarak tart gibi yayıyoruz. Sonra bunu buzlukta yarım saat bekletiyoruz.

Taban buzlukta beklerken labne peyniri ve şekeri çırpın. Nişasta, krema ve yumurtaları da ekleyerek karıştırın. Donan tabanın üzerine aktarıp 170 dereceye ayarlı fırında 1 saat kadar pişirin. Üzerinin hafif pembeleşmesi ve içinin cıvık olmayacak şekilde pişmesi gerekiyor. En güzeli bir gece buzdolabında bekletmek, o zaman tam kıvamını buluyor.

Vişneler için anneme teşekkürü borç bilirim. Mutfak duvarlarını pembeye boyamış olsa da, sabırla tek tek hepsinin çekirdeklerini çıkardı. Çekirdekleri çıkmış vişnelerle birlikte şeker ve nişastayı koyu bir reçel kıvamı alana kadar pişiriyoruz.

Böylelikle cheesecake'in malzemeleri tamamen pişmiş oluyor. Bu kadar uzun yazdığıma bakmayın, pişirmek bu kadar uzun sürmüyor. Bon appetit! 

Hakiki Çikolatalı Kek



Basit görünümü ile yargılamayınız kendisini, zira doğumgünü menümüze en son girip en çok beğeni toplayan kalemlerden biri de bu kek oldu. Alelade bir kakaolu kek gibi görünüyor ama yemesi bakmasından çok daha keyifli. İçi çok yumuşak ama ıslak kek gibi değil, bol çikolatalı ama ağır değil. Yemeyin de yanında yatın yani :)




- 55 gr tereyağı
- 55 gr fındık yağı
- 110 gr bitter çikolata
- 110 gr toz şeker
- 3 yumurta
- 60 gr un
- Yarım paket kabartma tozu

Çikolatayı yine benmari usulü eritiyoruz. Yani bir kaseye parçalayarak koyuyoruz çikolataları, sonra bu kaseyi su dolu bir tencere, çaydanlık ne olursa üzerine koyup bu şekilde eritiyoruz.

Tereyağı, toz şeker ve yumurtaları da bir kapta karıştırıyoruz. Un ve kabartma tozu ekleyerek karıştırmaya devam edin. Çikolatayı da ekleyerek 170 dereceye ayarlı fırında 35 dakika kadar pişirin. Soğuyunca üzerini pudra şekeri ile süsleyin. Bon appetit!

Kalpli Kurabiye

Ve Deniz 1 yaşına girdi! Birkaç yerde ilk doğumgünlerinin bebeklerde travmatik etkisi olduğunu okuduğumuz için kutlamayalım diye karar vermiştik, amma velakin sırf bu sebeple şehirdışından gelen misafirlerimiz olunca kutlayalım diye karar değiştirdik.

Menümüz üzerinde bir hafta kadar çalıştım ve yine Lezzet Dergisi tariflerinden faydalandım. Yüzümü de kara çıkarmadılar her zamanki gibi. Kalabalık menümüzün güzide eserlerinden biri kalpli kurabiyeler oldu. Özellikle görünümleri tatmin edici, tavsiye ederim.

- 1,5 su bardağı un
- Yarım su bardağı pudraşekeri
- 125 gr tereyağı (ben yine yarı yarıya fındık yağı ile birlikte kullandım, hepsi tereyağı olunca bize ağır geliyor, karar size kalmış)
- 1 yumurta
- 1 paket vanilya
- 80 gr bitter çikolata

Bu malzemelerden yaklaşık 20-25 adet kurabiye çıkıyor. Öncelikle un, şeker, eritilmiş yağ, yumurta ve vanilyayı yoğuruyorsunuz. Oluşan hamuru 1 saat buzdolabında bekletiyorsunuz, böylece daha katı bir kıvam elde edilmiş oluyor. Sonrasında merdane ile yaklaşık 1 cm alınlığında hamuru açıyorsunuz ve kalp şeklindeki kalıp ile kesiveriyorsunuz. Fırın tepsisine yağlı kağıt sermekte fayda var, yapışmasını engelliyor. Fırın 180 dereceye ayarlı oluyor ve kurabiyeler hafif kızarana kadar pişiriliyor.

Bu arada çikolataları benmari usulü eritmek gerekiyor. Yani içi su dolu bir kaba suya değmeyecek şekilde başka bir kabın içinde yerleştirip eritmek gerekiyor. Alttan gelen buhar sayesinde çikolatalar ateşe temas etmeden erimiş oluyor.
Kurabiyeler fırından çıkıp soğuyunca bu çikolataya batırıp tekrar yağlı kağıt üzerinde tercihen buzdolabında soğutuyorsunuz. Harika kurabiyeler hazır! Bon appetit!

Piyaz

Köfte denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor? Piyaz tabii ki! Cevabınız patates kızartması da olabilir ama bugünkü konumuz piyaz :)

Sofralarımızda öyle sık olarak yer almayan, ancak yemeğe misafir geldiğinde rakı içilecekse akla gelen bir yemek bizim için piyaz. Hoş bir yaz salatası aslında.

Piyazın hassas noktası kullanılan fasulye. Fasulye yumuşak ve tatlı ise ne ala, yok değilse o zaman kuru bir bakliyat yemeği ile karşı karşıyasınız.

Piyaz Tarifi:

- 1 büyük su bardağı beyaz, küçük fasulye
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı elma sirkesi
- 2 orta boy soğan
- Tuz, karabiber ve isteğe bağlı olarak sumak
- 1 yumurta
- 1 domates

Fasulyeleri tercihen düdüklüde haşlayın ve soğumalarını bekleyin. Ayrı bir kapta ince halka olarak doğranmış soğanlar, zeytinyağı ve baharatları karıştırın. Fasulyeleri bu karışıma ekleyin. Üzerine haşlanmış yumurta ve domates dilimleyerek süsleme yapabilirsiniz. Bon appetit!


Elmalı Tarçınlı Kek


Bazı kekler bana kolalı peçeteleri ve güllü dallı tabak takımlarını anımsatıyor. Menekşeli camın önündeki dantelli fiskos masasına konmuş iki porselen fincan çay ve sohbet eşliğinde yenen güzel görünümlü bir kek.


İşte elmalı tarçınlı kek de böyle bir görünümle beni kandırdı. Taze meyveli kekleri yapamayacağımı ve hamur olacağını düşünürdüm hep, Lezzet Dergisi yine yüzümü kara çıkarmadı ve ilk denemede muhteşem kıvamlı bir kek elde ettim.

Yanına bir de vanilyalı dondurma eklenince beğeniler katlanıyor haberiniz olsun.

- 225 gr eritilmiş tereyağı (hepsi tereyağı olunca bize ağır geliyor, ben 100 gr'ını fındık yağı kullandım)
- 1 su bardağı yoğurt
- 2 yumurt
- 1.5 su bardağı toz şeker (1 bardak da yetiyor aslında)
- 1 paket kabartma tozu
- 3 su bardağı un
- 3 elma
- Tarçın ve istediğiniz kadar kuru üzüm
Yumurta ve toz şeker klasik olarak iyice çırpılıyor. Eritilmiş tereyağı ve yoğurt eklenerek çırpılmaya devam ediliyor. Un ve kabartma tozu da ekleniyor ve katı kıvamlı bir kek else ediliyor. Hamuru hazırlamadan once elmaların kabukları soyuluyor ve gerçekten ince dilimler kesiliyor. Bu dilimler kalıba dökülmüş kekin üzerine dikey olarak yerleştiriliyor. Üzerine bolca tarçın serpiliyor, pişerken çok güzel bir koku veriyor. Kuru üzümü katmak istiyorsanız, kalıba dökmeden önce kek hamuruna katabilirsiniz.

Kek 180 dereceye ayarlı fırında 45 dakika pişiriliyor. Sonra afiyetle yeniyor. Bon appetit!


Malhitiye Çorbası

Bebeklere ve de büyüklere sağlık küpü bir çorba tarifi daha! Bu ara öğünlerimizde mutlaka çorba oluyor, olunca da hergün aynı çorbalar yenmiyor.  Amma velakin, bizim Türk mutfağı çorbalarımız aynı malzamelerin değişik kullanımları hep, isimler farklı. Ana malzemeler hep pirinç, bulgur, buğday, havuç, et vs. Aynı maynı, yine de bunların yarattıkları lezzetler birbirinden çok başka. Azılı bir çorbasever olarak elime geçen her tarifi denemeye ve sizlerle paylaşmaya kararlıyım.
Malhitiye de daha çok doğu yemeklerimizi anımsatıyor bana. Soğanı salçası ve bakliyatı bol, sonuç tabii ki tadından yenmiyor bu durumda.

- 1 büyük boy soğan
-1/2 çay bardağı pirinç
- 1/2 çay bardağı bulgur
- 1 çay bardağı kırmızı mercimek
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- 1 yemek kaşığı biber salçası
- 1 rendelenmiş havuç
- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
- Gönlünüze göre baharat (tuz, karabiber, pul biber)

Soğan ve havucu birlikte kavurun. Önceden haşlanmış pirinç ve bulguru ekleyin. Mercimekleri de haşlamadan ekleyin. Salçaları da karışıma ekledikten sonra mercimek haşlanana kadar pişirin. Sonra da afiyetle yiyin. Bon appetit!